Hep sonradan aklın başına gelir
Zannedersin duygular kum, hapsolabilir!
Kaçıp kurtulduğuna inandırırsın kendini de
Prangalı yüreğin hep ait olduğu yerdedir!
Bulut, yağmur, çamur misali
İnsan dertler kuşanır, dalar borana, kara
Umarsız talan eder gülden bahçeleri
Yanan ömründen yatamaz geceleri
Bir sırrımı vermek isterdim
Uzaklardan gelen mektup gibi
Defalarca koklanmak, sinende saklanmak
İsterdim savrulan küllerden doğanı sana anlatmak
Mesela, bir kahpeki şu dünya derdim!
Biter bitmez denen dostluklar, kardeş selamları
Unutulur adına ağıt yakılanlar ve de umutları
Öyle bir yer ki üstü mavi bahtiyar, altı zehir zemberek yosundan baldıran!
Bitiyor derdim ömür musalla taşı üstünde
Ağzıma iyi bak derdim kalmasın tebessüm sürgünde
Mavi menekşeler açsın isterdim göğsümde
Sakın, gülden damla süzülmesin ay yanan yüzünde!
Solup giden baharım değildir derdim
Benim, bir cılız yele mağlup benim ateşim
Dallara kuytulanan kumru sorsun isterdim
Sabaha yalnız varmak niçin?
Doruklara sevdalan derdim ışığa doymak için!
Mavi dalgalar ol çakılları oymak için!
Bir merhaba ol, kuş gibi çırpınan kalbi anlamak için!
Yan derdim yan, ateşten prangayı kırmak için!