Yalnızsan ve hala bir pencere kenarındaysan kızım
Daha hiç kimse yola düşmemişken, usulca aç bak
Güne pervaz etmeden, yokla ne yapmış yürekli sardunya
Çürümüş mü yaprağı, saklımı damlasında hala baharı?
Hayattaysan ve hala bir kapı kenarındaysan kızım
Daha kimse uyanmamışken, usulca aç bak
Cayma bekle, bir avuç paspasla avunan tekirin
Tahammülünde saklı yalnızlığı senin eserin
Atmadan kendini sokağa, seslen tereddüt eden tercihe
Merhamete inanmaya yazık olmasın, veda havasında dinle
Teneşir herkesi paklar korkmadan kucakla geleni
Düne esir kara gece, bugün uğurla aydınlığını kapatan gidenini
Diz çöktüysen ve kalan son ağaçsa köşe başında kızım
Kalk, alev, ay kesiği bela ona ulaşmadan usulca yaslan bak
İçin için yanmaya hazır aydınlıkta dallar, karanlıkta kökler
Engeller, garip nedenler, çıkmaz sokağında korkak gölgeler
Yürüyorsan ve hala bir çeşme varsa karşında kızım
Nakış nakış söz ol, usulca aç musluğu, aksın su
Kaybın altı çamur, üstü yağmur, ortası yalan
Seni tanır, koş kızım koş, karanlığın koynundaki düş bahçen yağmalanmadan
Akarsan ve hala akmak istediğin yerler varsa kızım
Ağır ağır batan güneşe dokun, fırtınaları sür dağların üstüne
Paspasta çilekeş tekir, gözleri mamur, sütten yoksun memesi
Kenarda sardunya bekler seni, açılacak pencereye uzanan eli